15 Mayıs 2013 Çarşamba

Gözyaşı..



Bismillahirrahmanirrahim

Biliyor musun sevdiğim?
Bugün de gözyaşlarım aktı yüreğime...
İnsanlar beni anlamıyor.
Ağlamak bazen çare gibi geliyor ama, gözlerim sızlıyor her ağladığımda..
Hani ağlayamıyorsun ya, ağlamak gelmiyor içimden..
Keşke oturup seninle bir gün ağlasak saatlerce, sarılarak..
Evet sarılarak dedim..
Hatta el ele..
En helalinden..
Ağlayalım birlikte ölen çocuklara..
Gözleri önünde çocuğunu kaybeden anne için ağlayalım mesela..
Birlikte ağlayarak koşalım yanlarına, ortak olalım gözyaşlarına..
Çocuklar ağlamadan biz ağlayalım..
Onlar ölmeden biz ölelim birlikte..
Filistinli çocuğun elindeki taş olalım mesela..
O taşa layık olalım sevdiğim.
Sen Filistinli bir baba ol ben de Filistinli bir anne..
Ölelim diyorum en şehadetlisinden..
Allah için ölelim..
Burada ölürsek yazık olacak bize..
Onlar bizi bekliyor.
Gidelim ve ölelim el ele..
İnsanlar neden sevmezler ki o dünya tatlısı çocukları..
Halbuki gözlerinden akan her damla yaş için hesap vereceğiz..
Hatta veremeyeceğiz..
Hem de hepimiz..
Sen de veremeyeceksin sevdiğim..

İkimiz de onun için ağlayalım..
O gün için..
Veremeyeceğimiz hesap için ağlayalım..
Ama beraber..
Filistin koksun ellerin, taşıyayım onları göğsümde..
Suriye koksun saçların..
Suriyeli bebek koksun saçların..
Benim için değil..
Arakanlı bebek için ağlasın yüreğin..
Beni sevdiğinden daha çok sev onları..
Hep sev onları yarim hep sev..
Önce Rabbi sev sonra bebekleri..
Ölüme terk edilmiş Anneleri sev..
...

12 Mayıs 2013 Pazar

Anne..


Anne!
Uyan Anne!
Bak bugün havada 3 tane kuş var. Mermi değil haa kuş. 
Kuşun sesine hasret kaldık demiştin ya bir gün. Bak bitti hasret. 3 kuş var havada. Ali'lerin evinin üstüne konmuşlar. 
Uyan da bak Anne! Yıkılan ev üstünde ne de umut dolu bakıyorlar.
O evde Ali'nin Annesi öldü desem anlar mı kuş? 
Anne anlar mı?
 Biliyorum anlar sonra da Allah'a anlatır değil mi?
Anlatacak biliyorum..
Uyan hadi Anne bak bugün senin gününmüş öyle dedi Ayşe..
Bugün Anneler günüymüş.
Ayşe söylerken hiç hiç mutlu değildi. Annesi daha gözünü açmamamış ne zamandır. Anne dedi ağladı. Ben ağlarsam daha çok ağlayacak diye sustum sadece . Daha sonra oyuncaklarımızla oynadığımız o evin arkasında ağladım. Merak etme Anne yıkılmamış o ev..
Hadi uyan bak sana Ali'lerin evinin önünde açmasını heyecana beklediğin mor menekşeleri göstereceğim. Sen seversin ya hani. Üstü biraz toz olmuş, yaprakları kopmuş.. Ama olsun sen yine de seversin biliyorum
Anne hadi kalk gidelim.. Burası çok soğuk. Elimi tut da üşümesin ellerin. Ne o bugün de mi uyanmayacaksın. Hadi anne uyansana. Bak çok özledi seni kardeşim Senden sonra hiç yemedi köfteyi. Annemden başka kimse güzel yapamaz diyor. Doğru diyor annem çok doğru..
Anne hadi uyan, uyan da birlikte gidelim evimize.
Mustafa gelmeyecek bir daha diye ağlarken dövdüm onu. Kızma Anne.
Sen demiştin en büyük hastalık umutsuzluktur diye..
Umutsuz değilim ben.
Bugün kalkmazsan eğer yarın yine gelirim sonraki gün de. Sen yeter ki uyan ben umutsuz değilim..
Şimdi gelsen ya Anne..
Umutsuz değilim geleceksin biliyorum, ama şimdi gel Anne şimdi gel..

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Dua Ederken Allah'ı Bilmek..



Bismillahirrahmanirrahim


"Allah'ı Bilmek" başlığını attıktan sonra söylenecek sözlerin arttığını hissettim bir an zihnimde.. Söylenecek ne çok şey var duymak istemediğimiz. Benim bile bildiğim fakat yapamadığım durumları yazmak zorlaşacak satırlar artar iken.. Yapamadığımız da değil Yapmadığımız! Allah deyince Dünyayı yaratan ardından Adem'i (a.s) yaratıp onun soyundan biz aciz kulları yaratan bir Yaratıcı, Tek olan yaratıcı geliyor hemen aklımıza. Yarattı ama niçin?
Allah, zihinlerimizde yaratıcıdan öteye geçemiyor maalesef. Peki Allah'ı sadece dua edeceğimiz zaman mı seviyoruz.? Ya da mutlu olduğumuz zaman mı hissediyoruz.? Peki hüzünlü olduğumuz zaman dünyada tek dertli bizlermişiz gibi isyan bayraklarını çekerken neden Allah'a tepkiselleşiyoruz? Bu 3 hal Allah'ı bilmediğimizin göstergesi
.

Furkan suresinde "De ki, dualarınız da olmasa Allah ne diye size değer versin?" diyen Rabb'in kastettiği kesinlikle sadece istemeye dayalı bir dua biçimi olmasa gerek. Ya da dersler için, sınavlar için, Aşk için, para şan şöhret için dua(!) eden kişiler sonra dualarım kabul olmuyor diye dert yanmıyor mu? En ilginci bu olsa gerek. İstemeyi bilmek hatta ne isteyeceğimizi bilmek gerek. Karşıdaki Rabb.. Ne mesafe koyacak kadar uzak, ne de hayırlı olanı istemeden bizleri el üstünde tutacak şeyler isteyecek kadar değersizleşmemek gerek. Hani Bakara-152 de Rabb diyor ya:"O halde siz beni zikredin ki ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin." Rabbı nasıl zikredersen Allah da seni öyle zikreder. Şükredin diyor Rabb.. Hamd edin diyor. Hangimiz dualarımıza Hamd ederek başlıyoruz ki? Hangimiz gözyaşlarımızı eksiklerimizle değil de sahip olduklarımız için akıttık? Hangimiz Allah'ı gerektiği gibi Allah sıfatına, Gafur sıfatına dayanarak bağışlanma istedik? Hep Dünyamız dolsun istedik.  Hani derler ya "Neye talipsen O'sun" Aynen öyle.. "Neye talipsek Oyuz" ..
Dua ederken, Rabbe olan bağlılığımız gerçek hayatta olsaydı kurtuluşa erebilecektik. Ha bir de şu dava var insanlarda "Allah'tan İsterken iyi, istediğini verince iyi, vermezse haşa Adaletsiz!" öyle mi? Mümin Suresinde "Dua edin, icabet edeyim" diyen Rabb'den, "İstediğin şeye icabet beklemek hangi mantığa sığıyor" demek istediğim onlarca insan var.Çünkü Allah'a ellerini sadece Allah'ın hoşuna gitmeyecek durumlara sahip olmak için açıyor.. Belki bağışlanma istese Rabb kabul edecek ama mübarek; ev, para pul, iş, kariyer istiyor. Akledin kardeşler, Akledelim. Peygamber zamanında Salebe, sırf fakir fukaraya daha fazla yardım edebilmek için zengin olmak talebiyle Allah'a yalvarıyor, peygamberden dua istiyor ya hani. Hani daha sonra o kadar zenginleşecek, öyle ki koyunları şehirdeki evine sığmayacak da şehrin dışına doğru yavaş yavaş kayacak sonrasında mescide uğramaz olacak öyle ki zekatlarını bile vermeyecek ya hani.. İşte söylemek istediğimin en güzel örneği: Salebe.. İstemeyi ve ne istediğimiz bilmek önemli.. Hayırlı olanı istemek önemli.. Unutmayalım ki "
Şükrünü eda ettiğimiz az mal, şükrünü eda edemediğimiz çok maldan daha hayırlıdır!.."
Yeter ki Allah'ı bilelim öyle isteyelim. Allah senin övgünle senin Hamd etmenle yücelecek bir varlık değil. Sana ihtiyacı yok. Ama senin O'na var.. Senin Rabbe ihtiyacın var.. Seni yaratana ihtiyacın var! 
Sadece mutlu olduğunda Hamd ettiğin gibi hüzünlü olduğunda da hamdini zikretmezsen, nerede kalır samimiyetin.. Zaten Rabb duaya icabet edeceğini söylüyor sen istemesini bil, Hamd etmeyi bil doğru olanı istemesini bil bak o zaman Rabb sana duanın karşılığını veriyor mu? vermiyor mu? Bu dünyada olmazsa ahirette inşallah ki duanın karşılığını alacaksın. Sen yeter ki içten dua et, yüreğimiz için hidayet talep et ki samimi dua edebilenlerden olalım. Bizler İşi zorlaştırmayı seviyoruz galiba. Bakara 258 de diyor ya Hani Rabb: "Allah Zalimleri hidayete erdirmez" diye.. Hidayet yalnızca Allah'tandır deyip duranlar kendilerini zalimler ile aynı kefeye koyduklarından bihaber.. Rabbi
m Yaratıcımızı bilmeyi ve ona göre istemeyi, Hamd edebilmeyi nasip etsin bizlere..


Dua ile..